SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’L-CİZYE

<< 1315 >>

22. ALDATAN / SÖZÜNDE DURMAYIP HIYANET EDEN KİMSE İSTER İYİ İSTER KÖTÜ (FACİR) BİRİ OLSUN GÜNAHKARDIR

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا شعبة، عن سليمان الأعمش، عن أبي وائل، عن عبد الله. وعن ثابت، عن أنس،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لكل غادر لواء يوم القيامة، قال أحدهما: ينصب، وقال الآخر: يرى يوم القيامة، يعرف به).

 

[-3186 - 3187-] Enes İbn Malik r.a.'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Verdiği sözde durmayıp hainlik eden herkesin kıyamet gününde bir sancağı olacaktır. Bu sancak kıyamet günü dikilecek - başka bir rivayete göre "oradakiler tarafından görülecek" - ve onun tanınmasını sağlayacaktır."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حماد، عن أيوب، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (لكل غادر لواء ينصب بغدرته).

 

[-3188-] Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Sözünde durmayıp hıyanet eden herkes için kıyamet gününde hıyaneti ölçüsünde sancak dikilecektir."

 

Tekrar: 6177,6178,6966 ve 7111

 

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا جرير، عن منصور، عن مجاهد، عن طاوس، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم فتح مكة: (لا هجرة، ولكن جهاد ونية، وإذا استنفرتم فانفروا). وقال يوم فتح مكة: (إن هذا البلد حرمه الله يوم خلق السماوات والأرض، فهو حرام بحرمة الله إلى يوم القيامة، وإنه لم يحل القتال فيه لأحد قبلي، ولم يحل لي إلا ساعة من نهار، فهو حرام بحرمة الله إلى يوم القيامة، لا يعضد شوكه، ولا ينفر صيده، ولا يلتقط لقطته إلا من عرفها، ولا يختلى خلاه). فقال العباس: يا رسول الله، إلا الإذخر، فإنه لقينهم ولبيوتهم، قال: (إلا الإذخر).

 

[-3189-] Abdullah İbn Abbas r.a.'ın naklettiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethedildiği gün şöyle buyurmuştur: "Artık hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Siz eğer savaş için çağırılacak olursanız derhal bu çağrıya uyun!" Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem aynı gün yine şöyle buyurdu:

 

"Allah Teala işte bu beldeyi, gökleri ve yeri yarattığı günden beri haram kılmıştır ve burası yine Allah’ın haram kılması ile kıyamet gününe kadar haram olmaya devam edecektir. Burada savaşmak için benden önce hiç kimseye musaade edilmediği gibi bana da müsaade edilmemiştir. Burada savaşmak sadece bir günün kısa bir süresi için helal kılınmıştır. Burası Allah'ın haram kılması ile kıyamet gününe kadar haram olmaya devam edecektir. Buranın otu koparılmaz, avları ürkütülmez, buluntu malları sadece özellikleri belirtilip sahibine iade edilmek üzere alınabilir."

 

Bu sırada Abbas şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, izhir otunun toplanmasını bundan istisna edelim. Çünkü onlar bunu evleri için kullanırlar." Abbas bunu söyleyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "izhir hariç" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari kullandığı bu başlık ile anlaşmaya hıyanet etmenin günah olması bakımından iyi insanlarla kötü insanlar arasında veya kötü bir kimsenin iyi ya da kötü birisine hıyanet etmesi arasında herhangi bir fark bulunmadığını göstermek istemiştir.

 

("Bu sancak kıyamet günü dikilecek - başka bir rivayete göre "oradakiler tarafından görülecek" - ve onun tanınmasını sağlayacaktır.") İmam Müslim'in Günder İbn Şu'be yoluyla naklettiği aynı hadiste şu ek bilgi bulunmaktadır: "Denir ki:

 

İşte bu, falan kişinin hıyanetidir!" Yine İmam Müslim'in Ebu Saıd'den naklettiğine göre Resulullah (s.a.v.): "Bu sancak o kişinin hıyanetinin büyüklüğü ölçüsünde yukarı kaldırılır." Bir başka rivayet de şöyledir: "Bu sancak onun arkasına takılır!" İbnü'l-Müneyyir bu hadis hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştır:

 

"Bu kişi adeta asıl ulaşmak istediği hedefin tam tersi ile cezalandırılmıştır. Çünkü sancak genel bir uygulama olarak en başta taşınır ve eğer bu sancağı taşıyanlar küçük düşürülmek isteniyorsa sancak ayaklar altına alınır. Bir yerde sancak taşınıyorsa insanlar özellikle ona bakar. Bu bakımdan sancağı taşıyan kişi de önemlidir. Zira sancağa bakan insanlar daha sonra onu seyretmeye koyulurlar. İşte kıyamet gününde de insanlar önce hıyanet edenin sancağına bakacak ve ardından da onu fark edeceklerdir. Böylece o kişi kıyamet gününde rezil ve rüsvay olacaktır."

 

("Sözünde durmayıp hıyanet eden herkes için kıyamet gününde hıyaneti ölçüsünde sancak dikilecektir.") Kurtubı bu konuda şöyle der: "Resulullah (s.a.v.) burada Arap toplumunun uygulama haline getirdiği için rahatlıkla anlayabileceği bir üslup kullanmıştır. Zira Araplar verilen söze bağlılığı ifade etmek üzere beyaz sancakla işaret verir, buna karşılık sözün bozulması durumunda hıyanet eden tarafı kınamak için siyah sancak kullanırlardı. Bu bakımdan hadis hıyanet eden kişi için de aynı durumun söz konusu olacağını bildirmektedir. Böylece hıyanet eden kimsenin kıyamet gününde bu özelliğiyle tanınması ve orada bulunanlar tarafından kınanması mümkün olacaktır. Sözünde sadık olanları övmek için kıyamet gününde sancak dikilmesi konusunda herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Fakat onların da buna benzer bir uygulama ile taltif edilmeleri hiç de uzak bir ihtimal değildir. Nitekim Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) "Hamd Sancağı (livai hamd)" adında bir sancağının olacağı sabittir."

 

 

Hadisten Çıkarılan Dersler

 

1. Bu hadis başta devlet başkanı ve idari' makamları işgal eden kimselerin hıyaneti olmak üzere her türlü hıyanetin haram olduğunu göstermektedir. Çünkü idari' makamlarda görevli olanların hainlik etmesi bir çok kişiyi olumsuz yönde etkileyen kötü sonuçlar doğurur. Hele de bu kimselerin verdikleri sözü tutma güç ve imkanına sahip oldukları düşünülürse böyle bir vefasızlığın olumsuzlukları daha iyi kavranabilecektir.

 

Kadi' Iyaz bu hadis hakkında şunları söylemiştir: "Yukarıdaki hadisin özellikle sözünde durmayıp hıyanet eden devlet başkanının kınanması hakkında varid olduğu genel kabul gören bir anlayıştır. Buna göre bir devlet başkanı halkına, harp halinde bulunduğu ülkelere ve üstlenmiş olduğu başkanlık görevine sadık kalmaz, verdiği sözleri gereği gibi yerine getirmezse tam anlamıyla hainlik etmiş olur. Buna karşılık hadiste kasdedilen anlam "halkın devlet başkanına karşı hainlik etmesinin yasaklanmasıdır" diyenler de olmuştur. Buna göre halk devlet başkanına karşı isyankar bir tutum içinde olmayacak ve onun işlediği günahları ileri sürerek baş kaldırmayacaktır. Zira tüm bunlar toplumda kargaşa ve kaos meydana getirir. Ancak ilk görüş daha doğrudur."

 

Fakat ben hadisin daha genel bir anlamda yorumlanması gerektiğini düşünüyorum; böyle bir yorumu engelleyecek bir sebep de bilmiyorum. Bu hadisle ilgili ayrıntılı açıklama "Kitabü'l-fiten"de yapılacaktır.

 

2. Kıyamet gününde insanlar babalarına isnad edilerek, babalarının isimleriyle çağırılacaklardır. Nitekim hadisin başka varyantlarında geçen "falanca kişi- . nin oğlu" ifadesi bunu göstermektedir.

 

Bu başlık altında tam olarak zikredilen "Fetih'ten sonra hicret yoktur" şeklindeki İbn Abbas'ın hadis hakkında daha önce "Cihad" Bölümünün son kısımlarında açıklama yapılmıştı. Fakat bu hadisin başlıkla ilişkisi açık değildir. İbn Battal'ın konu hakkındaki açıklamaları bu kapalılığa ışık tutmaktadır: "Allah'ın yasakları kullarına yönelik birer anlaşma maddesi niteliğindedir. Bir kimse bu ilahi emir ve yasaklardan veya anlaşma maddelerinden birini çiğneyecek olursa Allah'a verdiği söze ihanet etmiş sayılır. Hz. Nebi (s.a.v.) de Mekke'yi fethettiği zaman herkesin güvende olduğunu beyan etmiş ve Mekke'de savaşmanın haram olduğunu açıkça ilan etmişti. Böylece onlara elde ettikleri bu güven ve emanı hiç kimsenin ihanet yoluyla bozamayacağını duyurmuştu."